Uluslararası Telekomünikasyonlar Dünya Konferansı interneti öldürmeden nasıl iyileştirebilir?

İÖP kullanıcısı ve sitenin düzenli yorumcularından telekomünikasyon mühendisi Luke Landau, Uluslararası Telekomünikasyon Düzenlemeleri’nin güncellenmeye ihtiyacı olduğunu savunuyor.

Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (UTB) tarafından düzenlenecek olan Uluslararası Telekomünikasyonlar Dünya Konferansı’nda (the World Conference on International Telecommunications – WCIT) küresel ölçekte iletişim kabiliyetimiz tekrar gözden geçirilecek. Bu revizyonun ifade özgürlüğüne ve internet özgürlüğü topluluklarına olası etkileri hakkında oldukça fazla endişe duyuluyor. Uluslararası Telekomünikasyon Düzenlemeleri’nde (International Telecommunication Regulations -ITRs) en son değişiklik 1988 yılında yapılmıştı. Bu sebeple düzenmeler zamana ayak uyduramıyor ve ciddi bir revizyona ihtiyaç duyuyors.

Her ne kadar UTB ile yakından çalışsa da Üçüncü Nesil Ortalık Projesi (the 3rd Generation Partnership Project— 3GPP) bu duruma büyük tezat oluşturuyor.  Telekomünikasyon şirketleri, geliştirme dernekleri ve pazar ortaklarının (benim çalıştığım Everything Everywhere de dahil olmak üzere) ortak projesi olan 3GPP, hızla ilerleyen teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmek için ITR’nin son güncellenmesinden bu yana 10 yayım çıkardı.

3GPP, yeni teknolojilerin kolayca geliştirilmesi ve telekom endüstrisi olgunlaştıkça bu teknolojilerin pazarda genişletmesini kolaylaştırmak amacıyla kuruldu. Bu sektörde önemli bir rol oynayan 3GPP, bugün küresel düzeyde cep telefonlarının %80’ine servis veren GSM ağlarının büyük ölçekte gelişmesine katkıda bulundu.

Her yayım 3GPP’nin faaliyet alanını genişletti. Ağ güvenliği ve dirençliliğini geliştirmekten tutun da pazarlama ve fatura faaliyetleri için müşterilerin takibini kolaylaştıracak uygun yöntemleri araştırmaya kadar bir çok alanda etkinlik gösteriyor.

Kişisel bilgilerin toplanması ve kullanılmasının artışının önüne geçilemezdi. Şimdiyse telekom endüstrisinin işleyebilmesi için bu bilgiler çok önemli hale geldi. Nasıl ki bir ülkenin vatandaşları için milli güvenlik ve sosyal güvenlik numaraları vazgeçilmezse bu bilgiler de endüstri için elzem. Her yinelemeyle birlikte daha yüksek fonksiyonların düzenlenmesi ve gittikçe artan sayıda servisin bel bağladığı bu bilgilerin  toplanması ve kullanılmasının da düzenlenmesi ihtiyacı ortaya çıktı.

3GPP başarısını UTB’nin WCIT’de bu düzenlemeleri tekrar gözden geçirme kararına borçlu. Son revizyondan 24 yıl sonra neredeyse ITR’nin tüm teknik dokümanlarının ve çoğu tanımların gözden geçirilmeye ihtiyacı var.

1988 ITR dokümanında, uluslararası bir rota ‘‘bağlantı değişimleri ya da ofisleri’’  olarak tanımlanıyordu. Esasında bu bağlantı değişimi ya da ofisi devre değişim ağındaki nodlara verilen bir referanstır. Örneğin bir Skype görüşmesi İnternet Protokol (VoIP) teknolojisi yerine Voice’ı kullanır. Eskiden gerekli olan devre değişim teknolojisine ihtiyaç duymadığı için de Skype görüşmesi bu tanıma girmiyor.

VoIP teknolojisini gelecekte her yerde bulunacağı ve WCIT gibi konferansların sıklıkla gerçekleşmeyeceği göz önünde bulundurulursa Aralık ayında ITR düzenlemelerinin güncellemesine duyulan ihtiyaç daha belirgin bir şekilde ortaya çıkıyor. WCITleaks.org’a yüklenen bir taslakta uluslararası bir rota  ‘‘farklı ülkelerde bulunan teknik hizmet araçları ve aygıtlar arasında iletilen trafik rotası’’ olarak tanımlanıyor.  Bu tanım verilerin rahatlıkla dolaştığı dünyamızı daha iyi yansıtıyor. Dolaşım anlaşmaları ve faturalandırma gibi diğer uluslararası ilişkilerde benzer değişiklerin yapılmasına gerek duyulacaktır.

Yine de ITR düzenlemeleri editoryal incelemeye açıldığında bazı delegelerin daha fazla kontrol ve denetim için diğer delegeleri ikna etmeye çalışmaları  söz konusu olabilir. Şimdiki haliyle ITR düzenlemeleri bu türden değişimlere ‘‘yerel yasalara uygun olmak’’ kaydıyla olanak sağlıyor. Son zamanlarda yerel kanunların genellikle daha da acımasız ve istilacı olmaya başladığı doğrudur. Bu da bizi endişelendiriyor.

Demoktratik olarak seçilmiş ülkeler kendi vatandaşlarının özel hayatlarının gizliliğine müdahele etmemeli ve istilacı teknoloji kullanımlarını teşvik eden çağrıları bastırmalıdır.  Terör algısının güçlü olduğu bu çağda, bu hükümetler kendi vatandaşları üzerinde kontrolü arttırmak ve milli güvenliği pekiştirmek için her türlü yolu deniyorlar. Küresel telekomünikasyonun tekrardan gözden geçirilmesi bu amacı daha ileri götürmek için eşitsiz bir fırsat sunuyor.  Tam da bu nedenle bizler, yani halk, bu süreci yakından takip etmeliyiz.

Luke Landau  Everything Everywhere’de çalışan bir mühendistir. WCITLeaks’in ortak kurucularından Eli Dourado’yla yaptığımız söyleşinin altına Skytalker takma ismiyle oldukça ilginç bir yorumda bulunmasının ardına Landau’dan İÖP’na bir yazı yazması için ricada bulunduk. Siz de kendi uzmanlık alanınızda sitemize yazı yazmak istiyorsanız, bize  editor@freespeechdebate.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Devamı İçin:


Comments (2)

Buradaki otomatik çevirileri Google Translate (Google Çeviri) yapmaktadır. Bu çeviriler size katılımcının söyledikleri hakkında genel bir fikir verecektir. Fakat bu çevirilerin doğruluğuna güvenilemez. Lütfen çevirileri bu notu aklınızda tutarak okuyunuz.

  1. Will it ever be possible that the international community get into a position where they can sanction countries by blocking that nation from using the internet sites that are hosted elsewhere?

    • Hi there Dominic,

      Sorry for the delay. Yes it will be possible but not necessarily desirable. In order to facilitate that level of control the entire internet network would have to be centralised and controlled by a single organisation. This organisation would have unprecedented power over the entire earth and would most likely become corrupt.

      Also do you think it is beneficial to anyone to sanction the actions of a government by blocking the information that the citizens of that country can receive? Do you think it would help or would it just increase their sense of isolation from the world? Remember you are trying to punish a government, not the people.

İstediğin dilde bir yorum yaz

Öne çıkanlar

Öne çıkanları görmek için sola kaydır


Özgür İfade Platformu Oxford Üniversitesi, St. Antony's Koleji'ndeki Dahrendorf Programı'nın Özgürlük Çalışmaları için yürüttüğü bir araştırma projesidir. www.freespeechdebate.ox.ac.uk

Oxford Üniversitesi